French photographer Henri Cartier-Bresson, pioneered the art of street photography and said of this picture:
There was a plank fence around some repairs behind the Gare Saint-Lazare train station. I happened to be peeking through a gap in the fence with my camera at the moment the man jumped.
Diye anlatır Henri Cartier-Bresson sokak fotoğrafçılığını başlatan eserini. Kendisi sanata sürrealizm akımından etkilenmiş bir ressam olarak başlamış olmasına rağmen bir kameranın yakalıyabileceği spontane anları gördükten sonra kamerasını kapıp sokaklara dökülmüştür. En ünlü fotoğrafı olan "Behind The Gare St.Lazare" da insanı başka bir yere götürmeyi başarabilen, anı, inanılması güç bir şekilde iyi yakalamış mükemmel bir fotoğraftır. Oturup saatlerce mükemmelliği hakkında konuşası geliyor insanın; adamın ayağının topuğunun tam suya değmek üzereyken çekilmesinden tutun da soğuk Paris sonbaharının küçücük bir resimle nasıl bu kadar hissettirebilindiğine kadar bir çok şey ağız açık şekilde izlenebilir. Sizde bu resmi en az 30 saniye izleyin ve bırakın resim sizi alsın Paris'in en kalabalık ikinci tren garının arkasına götürsün.
Henri Cartier-Bresson hakkında çok da önemli bir dip not düşmeliyiz; kendisi Louvre müzesinde bir fotoğraf sergisi açan ilk canlıdır, bu ünvandan daha büyüğü Henri'nin Mona Lisa'nın üstüne işemesi olurdu herhalde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder