5 Nisan 2010 Pazartesi

İçimdeki Voleybol Sevgisi


Kalamıştan koşa koşa yetiştik başlama vuruşuna. Yaz saatine geçilmiş, atmosfer gündüz maçı gibi, tribün kıpır kıpır, futbolcular istekli, her topa basıyorlar, dikine oynuyorlar, her dönen topu kovalıyorlar ama ben rahat değilim, konsantre olamıyorum sahada ki maça kalbim küt, küt atıyor ama farkediyorum ki sahadi ki olay için atmıyor kalbim. Her dakika telefondan sarı meleklerin maçını takip ediyorum 2-0 geriye düşmek üzere olduğumuzu öğreniyorum, neyse ki gol geliyor saha da rahtlıyoruz ben de koşuyorum stad koridorlarına duvarda asılı olan televizyonlardan voleybol maçını izlemeye.

Benden önce gelen bir 10 kişi var dakikalar ilerledikçe ve ilk yarının son düdüğü ile doluyor koridorlar her kalp sarı melekler için atıyor ve seti alıyoruz durum 2-1. Totem yapanlar var, dua edenler var ve her yerde olduğu gibi "ben bu İtalyanları biliyorum, biz bunlarla daha oynamadığımız için yenilmemiştik şu güne kadar" diyerek moral bozanlar da var. Neyse ikinci yarı başlıyor koridorun yarısı boşalıyor ancak amatör sevdaların peşinden koşanların sayısı da az değil, sahada bir ikinci gol geliyor ve koridor ahalisinin sayısı artıyor.

Alacağız bu maçı, bozduk morallerini diyerek alıyoruz 4.setide hemde 6 fark ile durum 2-2 artık. Tie-Break'e taşıdık maçı, koridorlar "Haydi Fener, Haydi Fener Haydi" diye inliyor. Son sete geçen iki setin aksine iyi ve sakin başlıyor Volley Bergamo bizimkilerde ise heyecan belirtileri başlamış, sete iyi başlayan İtalyanlar bizim sağlı sollu smaçlarımızı bir kedi gibi inanılması güç şekillerde çıkarıyorlar ve neticede yeniliyoruz.

Maç sayısı ile beraber yıkılıyor sarı melekler, en sakin kalmasını beklediğimiz Nati bile göz yaşlarına boğulunca biz de kahroluyoruz. Ancak gururluyuz ilk kez katıldığımız Şampiyonlar Liginde bu kupada 12 kez Final Four oynamış ve 6 kez kupayı kaldırmış geçen senenin şampiyonu bir takıma karşı maçı 2-0'dan 3-2'ye getirip Avrupa ikincisi oluyoruz.

Ve herkesin aklında sadece iki şey var; bu kızları ne kadar çok sevdiğimiz ve seneye bu kupanın bizim olacağı.

Her bir sarı meleğe teşekkür ediyorum, bizi havasız koridorlara tıktıkları için, bize tie-break setinin 15'de bittiğini, ralli'nin ne demek olduğunu, manşetin ne kadar önemli olduğunu öğrettikleri ve bizi bu spora bağladıkları için.

Armanın gururusunuz...

Hiç yorum yok: