3 Mayıs 2010 Pazartesi
Game Boy
Tam yılını hatırlamıyorum da, ilk karşılaşmamı çok iyi hatırlıyorum şu aletle. İlk çıktığı zamanlar her oyuncakcının ön vitrininde, ben de yine bir Akmerkez gezmesindeyim gördüm aleti, sağdan soldan da duymuşum atarinin küçüğü çıkmış acayip bişeymiş diye
sarıldım annemin bacağına girdik oyuncakçıya(yanlış hatırlamıyorsam artık var olmayan Fatoş'du oyuncakcı, mor dekoru ile en sevdiğim oyuncakcı). İçeride mor t-shirt'lü personel bağlamış aleti televizyona küçük kutudan oynuyor görüntü televizyona gidiyor, biz çocuklar alışık değiliz böyle bağlantılar, kablolar falan pek bir yabancı bize, yok tabi bir playstation o zamanlar, bir sade atarimiz var. Neyse sorduk soruşturduk öğrendik ismini aletin Game Boy'muş Game Boy tabi bilmiyorum o zamanlar "game" ne demek "boy" ne demek ama bir yerlerden kulak dolgunluğu var şunun surasında erkek çocuğuyuz ve bin tane oyuncağımız var sağda solda görmüşüm anlamlarını bilmesemde, biliyorum eğlenceli kelimeler. En sonunda alıyoruz "Game Boy"u Mario oyunu ile birlikte adam bolca tembih ediyor bak cihazı açtığında Game Boy yazısı yamuk, yumuk, silik çıkarsa çıkar kaseti, kasetin altını bir güzel üfle tozlanmıştır ondandır diye. İyice bir tembihlendikten sonra gidiyoruz eve ve ben game boy olup çıkıveriyorum, her hafta yeni bir oyun, yeni bir heyecan. Hepsini verdiğimizi düşünmemize rağmen hala çıkar sağdan soldan kasetler, siz düşünün kaç kasetimin olduğunu. Tabi ilk "game boy"um renksizdi benim, sonra game boy color, ds, ms, advance bin tane türü çıktı hepsindende neredeyse bir tane olmuştur bizim evde heralde, her biri de ayrı bir heyecan olmuştur ben ve kardeşim için. Ulan Nintendo sen neydin ne oldun be! Üzgünüm ama Wii kesmedi beni bir başka bahara kaldı tekrar buluşmamız. Bu aralar Sony'le gençlik haberin ola.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
4. sınıf Terakki'de beden dersleri. Aah ah.. Siyah mı vardı sende?
Tabi abi ilk çıkandan siyah.
Yorum Gönder