24 Mart 2010 Çarşamba

Zooey


İlk olkul çağından itibaren özellikle kız çocuklarının ünlü(karşı cinsten) bir şahısa hayran olma edebiyatları vardır ya, ben o edebiyatı bir türlü yapamadım ilk okul yıllarımda çünkü film izlemezdim. Erkeklere göre daha erken ergenliğe giren kızlar "büyük" işleri ile uğraşırken, gençlik degileri okurken ben top peşinde koştum, şans eseri hayatımda önemli bir yer kaplayan "championship manager" serisi ile tanıştım yedim çocukluğumu. Ergenliğe girdim, tabi kızlarla sinemalara gitmeler başladı ama ben yine o ünlü şahsiyetimi yine bulamadım, bir türlü hissetmem geriktiği derecede yakın hissedemedim kendimi o kocaman beyaz perdede ki kahramana. Bulmaya yaklaştığım zamanlar olmadı değil mesela Adam Sandler'ın başrölünü oynadığı "Click" filminde ki Kate Beckingsale'e aşık oldum sandım, ancak onu da zamanla unuttum. Sizden bana yar olmaz diye gezinirken, yakın bir geçmişte ismi kadar kendisi de garip Zooey Deschanel ile karşılaştım, her göz göze gelişimizde içimi ısıttı, çok filmini izlemedim ama onu her görüşümde kıpır kıpır oluyordum. Ne var ki bir türlü emin olamıyordum, acaba onu da unutucakmıydım? Bu sorunun cevabını işte bugün öğrendim. İnternet diyarında gezinirken karşıma çıktı durduk yere ve bana seslendi. Gözleri, beni unutma diyordu. Kolay değildi gözlerini geri çevirmek.

" I'm blessed with a lot of energy and stamina. I can`t stand sitting still. I went to a spa once with my mom and I was like, "Get me out of here!" "

Seviyoruz

Hiç yorum yok: