17 Kasım 2009 Salı

The Biga Driver



 Blog'un ismini ve motto'muzu açıklıyabikmek adına; fikir babamız Sokrat'ın öğrencisi olan Platonun yazdığı diyalogların birinde anlatılan metaforik anlamlar taşıyan masallardan biri olan "kanatlı at arabası" masalına yüzeysel olarak değinmemiz gerekmektedir. Masalda; bir at arabacısı, biri siyah diğeri beyaz iki at, bir araba ve değerler skalası(bir çeşit piramit olarak düşünülebilir) bulunur. Sahibinin ecelinin kapıyı çalması sonucunda hapis edilmiş olduğu bedenden çıkmaya hak kazanan at arabası şeklinde simgelenen ruh idealar alemine ulaşır  ve değerler skalasına hayranlıkla bakmaya başlar. Platon'a göre fikirler kusursuzlardır ve dünyevi materyaller gibi aldatıcı değillerdir bu yüzden ruhun yani at arabasının idealar aleminde geçireceği zaman zarfı onun fikirlerle karşılaşması onları öğrenmesi ve zekasını geliştirmesi anlamına gelir; fakat bir sorun vardır siyah olan at aşşağıya doğru beyaz olan ise yukarıya doğru ilerlemek istemektedir işte burada at arabacısına yani "the biga driver"'ına büyük bir iş düşmektedir, iki atıda dengede tutmak zorundadır ki idealar aleminde kalabilsin. Atların çekişmesi sonucunda her zaman kazanan siyah attır ama bu çekişmenin siyah atın zaferiyle bitmesini geciktirecek olan etken at arabacısının yani l'auriga'nın işindeki başarısıdır. 

   Bu olayı kolay bir örnekle açıklıyabiliriz l'auriga'nın başarısına endeksli olarak, ruh idealar aleminde 1 dakika kalabilmişse siyah atın çekişmeyi kazanmasıyla birlikte yeniden hapis olacağı beden nispeten daha az aydınlanmış bir ruha sahip olacaktır ve hayatını sıradan bir insan olarak geçirip, iş gücünü sağlıyacaktır. 1 saatini idealar aleminde geçirmiş bir ruhun yeni gireceği beden ilk örneğe oranla daha zeki, bilgili ve çeşitli değerlere sahip bir insan olup sıradan bir birey olmanın ötesine geçmeyi başarmış olacaktır yani devletini koruyan değerli askerlerden biri olacaktır. İdealar aleminde 1 gün geçirmiş olan bir ruh ise diğer örneklerin hepsinden çok daha zeki, bilgili ve düşünmeye açık olacaktır ve o ruhun gireceği beden filozof olup sıradan insanları yönetmesi gereken birey olacaktır. 

  Yukarıdaki örneklerin de tam olarak anlanabilmesi için iki atın temsil ettiği şeyleri açıklamam gerekiyor: Siyah at yani çekişmede galip gelen at; seks, yemek, tutku gibi dünyevi özellikleri barındıran bireyleri temsil eder, bu bireyler zanaatkarlar ve tarım yapan insanlar olarak algılanabilirler. Beyaz at ise sadakat, onur, arkadaşlık ve cesaret gibi ruhani eğilimleri simgeler, bu bireyler ise askerler olarak tercüme edilebilirler.

 Bu öyküyü duyar duymaz insan l'auriga'sının idealar aleminde ne kadar başarılı olabileceğini tahmin etmeye çalışıyor. İşte motto'muz tam buradan doğuyor. Bir photo-blog'la bunun ne ilgisi var diye sorabilirsiniz size cevabım basit olacaktır: Bu ismi ve fikri daha dün felsefe dersinde öğrendiğim Platon'un "il mito della biga alata"'sından aldım çünkü bu blog da gündelik fotoğrafların ya da başka şeylerin paylaşılması ve konuşulmasını istiyorum...

 Umarım yeterince açıklayıcı olabilmişimdir, paylaşımlarınızı en yakın zamanda bekliyorum.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

I love browsing your blog because you can constantly get us fresh and awesome things, I feel that I must at least say thanks for your hard work.

- Henry

Adsız dedi ki...

Bloğunuzu Acer servis ekibimiz ile sürekli takip ediyoruz. Paylaşımlarınız için teşekkür ederiz.